Olympos Antik Kenti, Türkiye'nin güneyinde, Akdeniz kıyısında, Antalya ile Kumluca ilçeleri arasında yer alan bir arkeolojik alan ve antik yerleşimdir. Mitolojik öyküleri, doğal güzellikleri ve tarihi kalıntılarıyla ünlü bu bölge, ziyaretçilere unutulmaz bir keşif deneyimi sunuyor.
Olympos'un tarihi M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve antik dönemde Likya Birliği'ne ait bir şehir olarak bilinirdi. Bu antik kent, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait birçok kalıntıyı bünyesinde barındırmaktadır. Olympos, tarihi zenginlikleri kadar mitolojik öyküleriyle de dikkat çeker. Antik kent, adını Olympos Dağı'ndan almıştır ki bu dağ, antik dönemde tanrıların yaşadığı efsanevi bir mekan olarak kabul edilirdi.
Olympos Antik Kenti'ne ulaşmak için, etkileyici bir doğa yürüyüşü yapmanız gerekebilir. Çam ormanlarıyla kaplı yollar, ziyaretçilere masalsı bir atmosfer sunar. Yürüyüş sırasında, Likya Yolu üzerinde antik kalıntılara rastlamak da mümkündür. Bu yürüyüş, hem spor yapma fırsatı sunar hem de ziyaretçilere bölgenin doğal güzelliklerini keşfetme imkanı verir.
Antik kentin içinde dolaşırken, tiyatro kalıntıları, surlar, hamamlar ve tapınaklar gibi birçok yapıyı gözlemleyebilirsiniz. Tiyatro, M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiştir ve yaklaşık 20 bin kişiyi ağırlayabilecek kapasitededir. Bu tiyatroda yapılan etkinliklerin, antik dönemin toplumsal ve kültürel hayatına ışık tuttuğunu söyleyebiliriz.
Olympos'un en bilinen özelliği, antik kent ile deniz arasında yer alan ve üzerinde kalıntıların bulunduğu Likya Uygarlığı'na ait Olympos Antik Limanı'dır. Antik limanın kum plajları, berrak denizi ve ormanla çevrili atmosferi, ziyaretçilere dinlendirici bir mola imkanı sunar. Ayrıca, bu bölgede çadır kampı yapma veya pansiyonlarda konaklama gibi seçenekler de bulunmaktadır.
Olympos, özellikle doğa severler, tarih meraklıları ve macera arayanlar için benzersiz bir destinasyon sunmaktadır. Antik kentin tarihi kalıntıları, mitolojik öyküleri ve doğal güzellikleriyle bu bölge, unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Tüm bunlar, Olympos'u ziyaret edenleri hem tarihi bir yolculuk hem de doğanın kucaklayıcı atmosferinde unutulmaz anılar biriktirmeye yönlendiriyor.